MEVLEVİHANE’DE BİR İNGİLİZ (012)

(İzmir Hakkında Minik Notlar – 012)

XVII. Yüzyıl’dan başlayarak XX. Yüzyıl’a kadar geçen üçyüz yıllık zaman içinde İzmir’e sayısız gezgin gelmiş ve bunların büyük bölümü dönüşlerinde gezi anılarını yayımlamışlardır. Bu gezginlerin büyük bölümü özellikle Antikçağ tarihi, arkeoloji, coğrafya meraklısı varlıklı kişilerdir. Bulundukları ülkelerden Levant’a yani Doğu Akdeniz havzasına yaptıkları ve Yunanistan, Türkiye, Orta Doğu ve Mısır’ı kapsayan gezilerde İzmir şehri önemli uğrak noktalarından biridir. Bu gezilerin çoğu deniz yoluyla gerçekleşirken, bir bölümünde de zorunlu olarak karadan güzergahlar kullanılır.

Bu gezginlerin ülkelerine döndükten sonra meydana getirdikleri eserler arasında İzmir’de söz edenlerin sayısının binden fazla olduğunu söylesek hiç de abartmış olmayız. Bu eserlerin çoğu da ülkemizde bilinmemektedir. Son yıllarda gelişen internet iletişim teknolojisi sonucu taramaya açılan kütüphane ve arşivler bugüne kadar bilineyen nice esere birer birer ulaşılmayı sağlamıştır.

İzmir’e gelen bu gezginler içinde sıradan ve kendi ülkesinde de eserleri basılıncaya kadar fazla tanınmayan kişiler olduğu kadar, dünyaca tanınan çok önemli kişiler de vardır. İşte bunlardan biri de gelmiş geçmiş en iyi birkaç İngiliz besteciden biri olan Elgar’dır. Geç romantik dönem bestecisi ve orkestra şefi olan Sir Edward William Elgar, 2 Haziran 1857 tarihinde Birleşik Krallık’ın Broadheath kentinde dünyaya gelir. En tanınmış eseri aynı zamanda orkestra için bestelediği ilk önemli eser de olan “Enigma Varyasyonları”dır. Elgar bu eseriyle hem ülkesinde hem de dünyada büyük ün yapar. Diğer eserleri arasında oratoryolar, oda müziği eserleri, senfoniler, enstrümental konçertolar, keman ve viyolonsel için konçertolar, koro eserleri, şarkı ve marşlar bulunmaktadır. Bu marşlardan “Land of Hope and Glory” (Umut ve Zafer Ülkesi) İngiltere’nin adeta ikinci ulusal marşı olur ve marşın İngiltere’de düzenlenen önemli konserlerin finallerinde çalınması adeta bir gelenek halini alır.

1904 yılında Kral VII. Edward elinden şövalyelik ünvanı alan ve 1905 yılında Birmingham Üniversitesi’nin ilk müzik profesörü olan, Oxford ve Yale üniversite­lerinin fahri doktora ile onurlandırdıkları Elgar, aynı yıl içinde iki uzun yolculuğa çıkar. İlk rota Amerika konser turnesidir ancak ikinci rota ise bir davet sonucu gerçekleşir. Birleşik Krallık donanma komutanlığına yeni atanan Amiral Beresford’un eşi Lady Beresford davet sahibidir ve birçok sivil kişi ile birlikte Elgar’ın da bu gezide olmasını ister. Daveti biraz da istemeyerek kabul eden Elgar, kendisi gibi davetli yakın arkadaşı Schuster ile birlikte Brindisi üzerinden Corfu yoluyla Patras’a gelir. Çünkü donanmanın komutanlık gemisi HMS Surprise, bir ziyaret için diğer gemilerle birlikte Atina’nın Pire limanındadır.

Ekip tamamlanınca donanma Pire’den demir alır. Rota İstanbul’dur. Ancak Osmanlı İmparatorluğu 1891 yılında Rusya ile yaptığı anlaşma sonucu Boğazlar’ı silah ve cephane taşıyan savaş gemilerine kapalı tutmaktadır. Bu nedenle donanma Çanakkale Boğazı girişinde demirler ve grup 25 Eylül 1905 sabahı, İstanbul’a bir Avusturya gemisi ile ulaşır. Dört günlük İstanbul molasından sonra Edgar ve birlikte olduğu ekip İstanbul’dan ayrılarak donanmaya ulaşır ve savaş gemileri 29 Eylül 1905 Cuma günü öğleden sonra Körfez’de demirler.

Elgar, anılarına göre İzmir’deki sivrisineklerin oldukça canını yakmasına karşın şehrin “Orient” havasının kendisini İstanbul’dan daha fazla etkilediği görülür. “İstanbul’dan daha güzel olduğu”nu söylediği manzara, renk cümbüşü, çarşı, deve kervanları hiç unutmayacağı görüntüler oluşturur. Elgar anılarında bu etkiden şöyle söz eder: “Bu, benim Asya’daki ilk tec­rübem oldu ve oldukça şaşkına döndüm. Sonu gelmeyen develer manzarayı İstanbul’dakinden daha gerçek kılıyordu. Olağanüstü renk ve hareketler, ışık ve gölge oldukça sarhoş ediciydi.”

1 Ekim 1905 Pazar günü ise İngiliz grubun gezi güzergahında XIX. Yüzyıl İzmir’inde çok önemli bir değeri olan müthiş bir yer vardır: İzmir Mevlevihanesi. 18 Haziran 1850 tarihinde, Mevlevi Şeyhi Halil Dede tarafından kurulan Mevlevihane’nin başında, 1888 yılından itibaren Şeyh Mehmed Nureddin efendi vardır. Bu mübarek mekan inanç özelliği yanı sıra İzmir’in geleneksel müzik tarihinde adeta bir konservatuvar niteliğindedir. Rakım Elkutlu’dan Neyzen Tevfik’e kadar nice değerin yolu İzmir Mevlevihane’sinden geçmiştir. Bir başka çalışmada İzmir Mevlevihane’sinin müzik çalışmalarından da söz etmek isterim.

Mevlevihane külliye olarak, dönemin İzmir’inin en önemli arterlerinden biri olan ve Namazgah’ı Kadifekale’ye bağlayan Patlıcanlı Ağa yokuşundaki yerleşim yerlerinin en üstünde bulunmaktadır. Patlıcanlı Ağa yokuşu, Namazgah semtinde 816. Sokak üzerinde Atatürk İlköğretim Okulu yanından 806. Sokak olarak güney yönünde yükselmeye başlar ve Yeni Namazgah ve Ali Reis mahallelerini ayıran sınır olarak 793. ve 812. sokaklarla kesiştiği kavşağa kadar yükselir. Söz konusu kavşaktan Batı yönüne dönerek Süvari ve Altay mahalleleri sınırı olan, günümüzdeki 746. Sokak adıyla devam eden yokuş, günümüzde yıkılmış olan Topaltı İlköğretim Okulu’nun yerinde daha önce bulunan Müslüman Mezarlığı civarında düz bir yol halini alarak ulaştığı Tuzcu Mahallesi’nde; Dolaplıkuyu Camii’nin bulunduğu adanın hemen altında yeniden güney yönüne döner ve bir kez daha yükselerek 747. Sokak ile kesiştiği noktada son bulur. Bu adın aynı adı taşıyan cami nedeniyle mi sokağa ya da sokak nedeniyle mi camiye verildiği bilinmemektedir. Sokakların numaralandırılması işleminden önce bu yokuş “Yapıcıoğlu Yokuşu” olarak da adlandırılmıştır.

1 Ekim 1905 günü içlerinde Edward Elgar’ın da bulunduğu grup yetkililerden de izin alarak dervişleri izlemek üzere, Patlıcanlı Ağa yokuşunu tırmanarak Mevlevihane’ye gider. Elgar izlenimini şu cümlelerle ifade eder: “Müthiş bir seremoni ile karşı­landık. Beş ya da altı kişinin çaldığı tuhaf ve yer yer oldukça güzel. Durmak bilmeyen davullar ve ziller. Dansları o kadar ilginç değil. Öncesinde ve sonrasında geniş bir odada kahve ve sigara ikramı…”

Elgar’ın da yolcuları arasında bulunduğu İngiliz savaş gemisi HMS Surprise 3 Ekim 1905 Salı sabahı, şafak zamanı İzmir limanından ayrılır. Ancak bestecinin aklı İzmir’de kalmıştır. Gemideki piyanonun başına geçer ve Mevlevihane’deki müziğin ruhundaki yansımalarını, İzmir’de kendisini çok etkileyen görüntülerle birleştirerek bu şehir için yaratılmış en özel bestelerden birine imza atar: IN SMYRNA.

Piyano için bestelenmiş olan bu güzel eserde Elgar’ı etkileyen mistisizmi, kervanın salınımlı ve ağır yürüyüşünü, Avrupalı bestecilerin pek kullanmadığı minör ya da modal geçişlerde İzmir’in romantik ve egzotik yapısını hissetmemek olası değildir.

Ülkesine döndükten sonra 1924 yılında “Britanya Kraliyet Müzik Ustası” (King’s Master of Musick) unvanı verilen Edward Elgar. 23 Şubat 1934 tarihnde Worcester’de hayata veda eder ve eserini İzmir’e yadigâr bırakır.

YouTube’ta “In Smyrna” yazarak eseri Gülsin Onay’ın piyanosundan dinleyebilirsiniz.

– – –
Kaynakça:
ANDERSON, Robert “Elgar” (Master Musicians series), Schirmer Books, California University, 1993.
ARACI, Emre “Edward Elgar’ın İstanbul ve İzmir Günlükleri”, Andante, Mart 2012, sayfa: 42-47
DEMİRCİ, Prof. Dr. Mehmet “İzmir’de Tasavvuf Kültürü”, h yayınları, İstanbul, 2017.
MONK, Raymond “Edward Studies” Routledge, New York, 2016.
ÜRÜK, Yaşar “İzmir’i İzmir Yapan Adlar” İBB Kent Kitaplığı No: 55, İzmir 2008.
ÜZEL, Mustafa “İzmir Mevlevihanesi”, Ankara, 2018.
http://discovery.nationalarchives.gov.uk/details/c/F53986
http://www.0wikizero.com/index.php?q=aHR0cHM6Ly90ci53aWtpcGVkaWEub3JnL3dpa2kvRWR3YXJkX0VsZ2Fy
http://www.elgar.org/welcome.htm
http://www.elgarfoundation.org/biography.html
https://imslp.org/wiki/File:PMLP645506-Elgar_In_Smyrna_piano.pdf https://www.npg.org.uk/collections/search/person.php?LinkID=mp01447