Bir bayram yangını (014)

(İzmir Hakkında Minik Notlar – 014)

Evlerimize kapanarak yaşadığımız Bayram nedeniyle bu kez bir bayram öyküsü paylaşmak istiyorum. Kahramanımız da geleneksel müziğimizin değerli bestekârlarından Giriftzen Asım Bey.

Günümüzde çok az kişi tarafından çalınan Girift, neye çok benzer bir çalgıdır. Ancak neyden farklı özelliklere sahiptir. Kısa uzunlukta bir çalgı olan ve neyden daha bas karakterli bir sese sahip olan bu çalgıda neyde kullanılmayan serçe parmağı da kullanılır. Olayımızın kahramanı Asım Bey, girift çalgısının ülkemizdeki son icracısıdır.

Asım Bey 1851 yılında, günümüzde Yunanistan sınırları içinde yer alan  Yenişehr-i Fenâr’da (Larissa şehri) doğar. Küçük yaşta müziğe ilgi duyar ve bu nedenle doğduğu şehirdeki Mevlevîhâne’ye devam etmeye başlar. Hem sesi güzel hem de yetenekli olduğundan kısa zamanda dikkat çeker ve henüz on üç yaşında âyinlerdeki ney taksimlerini yapmakla görevlendirilir. Ayrıca Şeyh Nazif Efendi’den Farsça öğrenerek Mesnevî’yi okur. Asım Bey on yedi yaşına girdiğinde Maliye Nezâreti’nde “Kâtip Yardımcılığı” göreviyle İstanbul’a gider. Kısa zaman sonra da İzmir’de Vilayet Muhasebesi’ne kâtip olarak atanır.

O dönemde İzmir Valisi Hekim İsmail Paşa’dır. İsmail Paşa ilginç bir kimliğe sahiptir. Bir Rum ailenin çocuğu olan İsmail Paşa, çok küçük yaşta iken ailesi tarafından, İzmirli Cerrah ve Hacı İsmail Ağa’ya satılır. Onun yanında Müslüman olur ve efendisiyle birlikte çeşitli savaşlarda cerrahlık yapar. Daha sonra Mekteb-i Tıbbiye’de okuyarak doktor olur. Başarılı bir öğrenci olduğu için de saray tarafından Paris’e gönderilir ve orada uzmanlık eğitimi alır. Yurda dönüşünde de çeşitli görevlerde yükselerek, sırasıyla Nafia, Ticaret ve Tıbbiye nazırlıklarında bulunur. Yanya, Aydın, İşkodra, Selanik ve Girit vilayetlerinde de valilik yapar.

Asım Bey’in İzmir’de göreve başlaması Ramazan ayına denk gelir. Ay sonunda da Bayram’ın ilk günü valilikte tüm memurlar bayramlaşma törenine katılır. Birkaç dil bilen İsmail Paşa’nın huzuruna çıkan memurlar arasında Asım Bey de vardır. Mutad bayramlaşma sözlerinden sonra, İsmail Paşa valilik erkânının tebriklerini tek tek kabul ederken, sıra Asım Bey’e gelir. Bestecimiz, İsmail Paşa’nın elini öperken, beklenmedik bir şey olur ve vali kendisine övgü dolu sözlerle mukabelede bulunur. Aydın bir kişi olan İsmail Paşa, Asım Bey’in musikişinas olduğunu öğrenmiştir ve bundan mutlu olduğunu belirterek sorar:

– Nasıl, İzmir’de bulunduğunuz için siz de mutlu musunuz?

Asım bey, gençliğinin verdiği toyluk içinde, kimsenin beklemediği bir patavatsızlık yapar:

– Ah efendim! İstanbul’da çok sevdiğim âlemler içinde yaşarken, yana yana İzmir’e geldim!

Makam odasında derin bir sessizlik olur. İsmail Paşa çok sinirlenmiştir. Bir an düşündükten sonra, adeta gürler:

– Ya, öyle mi? Demek İzmir’e “yana yana” geldin? O halde seni, duygularına uygun bir vazifeye tayin ediyorum. Yarından tezi yok, itfaiye teşkilatında çalışacaksın!

Bir bayramlaşma gevezeliğinin cezasını çeken Asım Bey, muhasebeyi bırakır ve zorunlu olarak itfaiyeci olur. Üç yıl sonra İstanbul’a döner ve görevini Sultan Abdülaziz tarafından kurulan itfaiye teşkilâtında yüzbaşı olarak sürdürür. Sonraki yıllarda da Miralay (Albay) rütbesiyle İstanbul İtfaiye Kumandanlığı’na kadar yükselir.

– – –

1929 yılında vefat eden Asım Bey’in çocuklarından biri ünlü tiyatro oyuncusu Muazzez Kurtoğlu’dur.

İlginç bir rastlantıdır ki; Muazzez Kurtoğlu, Ankara Devlet Konservatuvarı’ndan mezun olduktan sonra görev yaptığı Tatbikat Sahnesi ile birlikte Ankara dışındaki ilk temsilini İzmir’de verir ve 1943 yılında Kültürpark Açık Hava Tiyatrosu’nda oynadığı üç oyun ile babasının itfaiyeci olarak görev yaptığı İzmir’de, sanat dostlarının hayranlığını kazanır.

– – –
Kaynakça:
EZGİ, Dr. Suphi “Nazari ve Ameli Türk Musikisi“, İstanbul, 1933.
İNAL, İbnülemin Mahmut Kemal “Hoş Sadâ“, İstanbul, 2019.
ÖZCAN, Nuri “Giriftzen Asım bey“, İslâm Ansiklopedisi, Cilt: 3, Sayfa: 476-477, İstanbul 1991.
ÖZTUNA, Yılmaz “Türk Musikisi Ansiklopedisi“, MEB, 1976.