Başkan Aziz Kocaoğlu’nun seçimden önceki vaatlerinden biri de “İzmir Ansiklopedisi”nin yazılmasıydı. Bir zaman önce düğmeye basıldı ve APİKAM organizasyonunda çalışma başlatıldı. Uzun görüşmeler sonunda her cildin ayrı bir temayı ele aldığı ve ilk etapta dokuz ciltle başlayacak bir ansiklopedinin yerel seçimlerden önce basılması hedefiyle her cildin sorumluları çalışmalarıyla baş başa bırakıldı.
Ciltlerden sorumlu diğer arkadaşlarımın bu dönemi nasıl geçirdiğini elbette bilemiyorum ama hem sorumlu olduğum cilt hem de benden ayrıca bir bölümün yazısının istendiği “Kültür – Sanat” cildi için yaptığım çalışma neredeyse soluk aldırmadan sekiz ay sürdü.
Sonuçta dokuz cilt de APİKAM’a teslim edildi. Artık iş onların ellerinde. Umarım önümüzdeki İzmir Kitap Fuarı’na kadar üç tanesi, Kasım ayındaki İstanbul Kitap Fuarı’na kadar da tamamı basılmış olur. Yine umarım ki tüm sorumluların verdikleri emek kadar değerli bir sonuç çıkar ortaya ve İzmir şehri kendisi ve geçmişine yakışan bir yapıta sahip olur.
Benim, değerli arkadaşım İlhan Pınar ile birlikte sorumlu olduğum cilt “İdari ve Mahalli Yer Adları” idi. Bu cildin hemen hemen yarısı “İzmir İli” ile ilgili ve adlar üzerine odaklanmış bilgileri içeriyor. Diğer yarısı ise İzmir’in otuz ilçesini yine bu anlamda sırayla inceliyor.
Ansiklopedinin bu cildinde “Genel Bilgiler” başlığı altında coğrafi konum, yeryüzü şekilleri, dağlar, platolar, yaylalar, vadiler ve ovalar, akarsular, göller, denizler, jeolojik yapı, bitki örtüsü ve yabani hayvanlar, doğal güzellikler, plajlar, dinlenme alanları, içmeler ve kaplıcalar, jeotermal enerji, iklim ve yeraltı zenginlikleri;
“Tarihte İzmir” başlığında Aiol ve ion yerleşim dönemlerinden, günümüze kadar geniş bir tarihçe; “Gezginlerin Anlatımıyla İzmir” bölümünde son dört yüz yıl içinde yolu İzmir’den geçen gezginlerin İzmir hakkında yazdıklarından seçmeler;
“Sosyo Ekonomik Yapı” başlığında İzmir’in nüfus özellikleri, nüfusun yaş ve cinsiyet yapısı, yerleşme düzeni ve kentleşme, ekonomi, idari yapılanma, İzmir yönetimi içinde İzmir vali ve belediye başkanları, İzmir’de ulaşım, karayolu ulaşımı, ulaşım araçları, İzmirde şehir içi toplu taşıma, otobüs durakları, bisiklet yolları, yaya yolları, demiryolu ulaşımı, raylı sistem ulaşımı, denizyolu ulaşımı, Körfez vapurları ve özellikleri, havayolu ulaşımı, ticaret hayatı, İzmir çarşıları, sanayi bölgeleri, İzmir’de sağlık ve İzmir şehrinde başlıca hastaneler;
“İzmir Kent Dokusu” başlığında İzmir kentinin yapısal özellikleri, tarih içinden günümüze semt, mahalle, mevki ve yer adları, ana arterler ve bulvarlar, caddeler, kavşaklar, köprü ve üstgeçitler, sokaklar, yokuş, yol, aralık, geçit ve çıkmazlar, İzmir sokaklarının önceki ya da günümüzdeki adları, meydanlar, tarihi yapılar içinde tarihi camiler ve mescitler, türbeler, hanlar, hamamlar, sebiller, şadırvanlar, çeşmeler, kiliseler, sinagoglar, konut olarak inşa edilen tarihi yapılar ve diğer tarihi yapılar, arkeolojik alanlar, kültürpark ve parklar, bahçeler, koruluklar, fidanlıklar, kırlık alanlar, spor alanları, rekreasyon alanları, doğal yapı içinde ormanlar, ağaçlık alanlar, akarsular, pınarlar, kaynaklar, vadiler, tepeler ve dağlık bölgeler, mezarlıklar, hazireler, şehitlikler, İzmir’de Anadolu adları, dünya adları ve İzmir’de adları yaşayan Türk ve yabancılar yer alıyor.
“Kültürel Yapı” bölümünde ise elbette eğitim ve okullar, üniversiteler, okulların adları ya da tarihçeleri ile ilgili kısa bilgiler, kültür ve sanat merkezleri, müzeler, kütüphaneler, anıt ve heykeller, büstler ve masklar ile İzmir efsaneleri ve İzmir’in kardeş kentleri yer alıyor. İlçelerde ise tahmin edileceği gibi her ilçenin bilgileri sıralı.
Ansiklopedinin o bölümünü yazarken beni yine “İzmir’de bir yerlere adları verilen” kişiler düşündürdü. Bu konuda “ad vermeye” yetkisi olan her kurumun uygulamasından çıkan ortalama çok da dengeli değil. Burada spekülasyonlara yol açmamak için ad vermeden örneklemeye çalışacağım.
Çünkü İzmir, kendisine gönül verenleri anmada gerçekten vefasız bir şehir. Kendisiyle neredeyse hiç ilgisi olmayan kişilerin adları üçer beşer bir yerlerde anılırken, bu şehre gönül verip şehirle ilgili çok şeyler yapmış nice insanın bir çoğunun adı ise üzerine kum serpilmişçesine unutulup gitmiş…
Sözgelimi;
İzmir ile ilgisi hiç olmamış; hatta yaşamı boyunca İzmir’e ender gelmiş bir politikacımızın adı bir cadde, bir kavşak, bir meydan ve bir parka verilmiş;
Yine bir başka politikacımızın adı bir mahallede, bir parkta ve bir spor salonunda yaşıyor;
Elbette olsun, daha da başka yerlerde adları anılsın…
Ama… İzmirli nice politikacımızın adı hiçbir yerde yok;
Yine asker kökenli bir politikacının adı bir okul, bir mahalle ve bir parka verili;
Bir Osmanlı paşasının adı bir cadde, bir cami, bir okul, bir mahalle, bir sokak, bir park ve hatta bir büstte yaşıyor; elbette yaşamalı;
Ama… İzmirli nice asker ve kahramanın adı hiçbir yerde yok…
Bir halk sanatçısının adı tam üç ayrı okul, bir mahalle, bir sokak ve tam üç parkta yaşıyor;
Elbette olmalı…
Ama… İzmirli nice benzer kişinin adı hiçbir yerde yok;
Yüzyıllar öncesinden bir tarihi kahramanın adı bir cadde, bir okul, bir mahalle, bir sağlık ocağı, bir sokak ve hatta bir durakta… Benzer bir başka tarihi kahramanın adı bir mahalle, bir sokak ve bir durakta yaşıyor, hatta bir büstü de yapılmış;
Aynı adı taşıyan bu şehrin yetiştirdiği çok önemli bir sanat ve düşün adamının adı bir caddede bile yok, nasıl olduysa bir büstünü yapmışız ya… Yeter…
Osmanlı dönemi şehir yöneticilerinden birinin adını bir hastane, bir cadde, bir cami, bir han, iki okul ve bir sokakta görüyoruz… elbette görelim…
Ama bu şehrin gelmiş geçmiş en iyi belediye başkanlarından birinin adı hiçbir yerde yok… Yıllar önce var olan da tek ad da kaldırılmış…
Bir padişahın adı bir caddeye, iki okula, bir mahalleye, bir sokağa, bir camiye ve hatta bir durağa verilmiş… kesinlikle verilmeliymiş…
Ama… Bu ülkeye hizmet etmiş bir cumhurbaşkanının adı verilmiş tek yer yok…
Ülkemizin nice değerli sahne sanatçılarının adı parklarda, salonlarda, kültür alanlarında vb. yaşıyor. Elbette bazılarının adları birden fazla yere verilmiş… Ne kadar iyi…
Ama… Bunların dörtte biri bile İzmirli değil…
Ve… aynı alanda en az onlar kadar değerli ya da hizmet vermiş nice İzmirli ya da Egeli sanatçıların adları hiçbir yerde yok…
Bu listeyi onlarca örnekle daha uzatabilirim… Ama, örnekler ne demek istediğimi anlatmaya yeterli…
Adları kullanılan herkesin adlarının bir yerlere verilmesi helal haklarıdır diye düşünüyorum, ancak başta belediyeler olmak üzere tüm ilgili birimler biraz da vefa duygusunu öne çıkarıp, hak ettikleri halde unutulmuşları da bulup bu şehrin bir parçasını adı olarak onlara armağan etmelidir…
Bunu yapmaları vefa kadar, bu şehri ya da bu şehrin değerlerini ne kadar tanıyor ya da biliyor olduklarının da elbette önemli bir göstergesidir. Şu ana kadar yapılanlar, bu konuda biliyor olduklarını kanıtlamıyor… Sözüm bu işler başladığından bu yana tüm görev yapanlaradır…
Bir kenti kent yapan en önemli uygulamalardan biri; bağrından yetişenlere her alanda ne kadar sahip çıktığını gösteren yaklaşımlarıdır. Kent o zaman kent olur…