Bir önceki yazımda, Kültürpark’ta Türk Büyükleri Galerisi’nde kaybolan on altı büstten söz etmiştim. Konu ile ilgili olarak basın dünyası da ilgilenendi ve ayrı ayrı ulaşarak görüşümü sordular. Ben de onlarla düşüncelerimi paylaştım.
Ancak bu arada birçok kişinin kaybolan heykel ya da büstlerin nerede olduğu konusunda meraklanmak ya da çalışma yapmaktan çok; bunların kimin tarafından ya da kimin döneminde ortadan kaldırıldığı konusu üzerine yoğunlaştığını gördüm. Hatta iş bazı konuşmalarda “Hangi partinin belediye başkanı döneminde kayboldu?” noktasına kadar geldi.
Bu yazıda da kaybolan ya da nereye kaldırıldığı bilinmeyen bazı heykel ve büstlerden söz ederek bu konuya biraz ara vermek istiyorum. Ancak şunu öncelikle belirtmek isterim ki; İzmir şehri bu sorunu Cumhuriyet tarihi boyunca hep yaşamıştır. Bu nedenle onca kaybolan/kaldırılan heykel ve büstlerin sorumluluğunu yalnızca bir döneme yüklemek doğru değildir. Elbette şu andaki Büyükşehir ya da ilçe belediye kadroları bu kayıplardan asla sorumlu değildir, hatta nelerin kaybolduğu ya da nerede olduklarını da bilmemeleri normaldir.
***
Gelelim kaybolan heykel ya da büstlere. Bunların sayısının yüzün üzerinde olduğunu önceki yazımda belirtmiştim. Tümünü saymaya kalkmasam da bu yazıda bir kaç tanesinden söz etmek istiyorum. Sözünü edeceğim örnekler farklı dönemlerde kaybolmuş ya da (kaybolmadı ise) bir yerlere taşınmışlardır. Bu nedenle tüm örneklerde dönemin yöneticilerini özellikle hedef göstermeden yazmaya çalışacağım.
İzmir’de aniden kaybolan bu tür malzemenin en çok söz edilenlerinden bir tanesi Çakabey büstüdür. Gümrük önünde, aynı adı taşıyan Çakabey Meydanı’nda var olan büst, o meydandaki trafiğin yeniden düzenlenmesi ve meydanın değişimi sırasında oradan alındı ve bir daha uzun yıllar gören olmadı.
Bundan on beş yıl kadar önce bir öğretmen dost, rastlantı sonucu Sasalı’daki Çakabey Koleji bahçesinde Çakabey’e ait bir büst gördüğünü söyledi ve gidip bakmamı istedi. İki gün sonra okula gidip büstü gördüm ve fotoğrafladım. Evet, Gümrükönü’nde aynı adı taşıyan meydanda duran büst oydu. Dönemin okul yönetimi tarafından İzmir Belediyesi’nde kaldırıldığı depodan izinle alınan büst hala okulun bahçesinde durmaktadır. Büstün tarafımdan çekilmiş bir görüntüsü yazının fotoğrafında bulunmaktadır.
***
Zaman içinde yoğun biçimde heykel ya da büst kaybı yaşayan bölgelerin başında Kültürpark gelirken, benzer kayıplara son zamanlarda İnciraltı bölgesinde de yaşanmaktadır. Sözgelimi 1990’ların ortalarına doğru, bölgede Kent Ormanı oluşturma çalışmaları sırasında kıyı bölgesine bazı soyut heykeller yerleştirilmeye başlamıştı. Sonra bunlar bir günde ortadan kayboldu. Daha sonraki düzenlemeler sırasında kaybolanların yerlerine başka heykeller yerleştirilmeye başlandı.
Mezarlıkbaşı katlı otopark yapımı sırasında temel kazısında çıkarılan tarihi malzemenin içine atıldığı bataklığın da bulunduğu bölge olan İnciraltı’da beni asıl hayrete düşüren şey devasa boyutlarda koskoca bir anıtın sessizce ortadan kalkmış olmasıdır.
Fotoğrafta da yer verdiğim bu anıt 1990’ların başlarında İnciraltı rekreasyon alanı sahilinde, balıkçı barınağı yakınında oluşturulan ve aynı zamanda acil durumlarda helikopter pisti olarak da kullanılması planlanan büyük meydana yerleştirilmişti. Görkemli kaidesinin üzerinde Ulu Önder’in “Ey yükselen yeni nesil, istikbal sizindir. Cumhuriyet’i biz kurduk, O’nu yükseltecek ve sürdürecek sizlersiniz” sözlerinin yazdığı anıt 2006 yılına kadar oradaydı. Derken o yıl hem anıt kaldırıldı hem de oradaki meydan küçültülüp kuşa döndürüldü. 2011 yılında da o bölgede bulunan iki tane uçak da bir anda kaldırıldı. Meydanın anıt olduğu 2005 yılı ile günümüzdeki durumlarını da aynı açıdan alınan görüntülerle ekliyorum. Kıyaslama yapmak size kalmış.
Söz konusu anıt İzmir’deki Atatürk anıtlarının en güzellerinden biriydi. Ulu Önder’ine en çok sahip çıkan şehirlerden biri olan İzmir’de Atatürk heykellerinin sırra kadem basması ve buna sessiz kalınması da ayrı bir garipliktir. Bu kaybolma olayları başka bir şehirde olsaydı İzmirliler ayağa kalkar, tepki gösterirdi. Ancak kendi şehirlerindeki kayıplara böylesine sessiz kalınması da çok ilginçtir.
Buna benzer kayıp bir Atatürk büstü olayı da ne yazık ki yine Kültürpark’ta yaşanmıştır. 1980’li yıllarda, dönemin Turyağ Genel Müdürü, değerli dostum Şevki Figen ağabeyimin büyük çabaları ve Turyağ sponsorluğu ile Lozan Kapısı girişine yerleştirilmiş olan güzel bir Atatürk büstü de 1990’lı yılların ilk yarısında birdenbire sırra kadem bastı. Şevki Figen’in bu güne kadar sürdürdüğü büyük çaba da büstün ortaya çıkmasına yetmedi.
Bu arada yine Kültürpark’ta kaybolan bir başka Atatürk heykeli ile Kültürpark ve Fuar’ı 1 Eylül 1936 tarihinde açan İsmet İnönü’nün de heykel fotoğraflarını ayrıca ekliyorum. Sözünü ettiğim Atatürk heykeli Şadi Çalık’ın her biyografide olmayan bir heykelidir ve bembeyaz, çok güzel bir heykeldir.
Heykel ve büst kayıpları ile ilgili yazılacaklar burada da bitmiyor ama İzmir’in “Heykelleri kaybolan şehir” olma konumundan en kısa zamanda uzak kalmasını diliyorum. Bir dostum, ilk yazıdan sonra İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin şehirdeki bazı heykel ve büstlerin temizlenmesi/onarılması ihale bilgilerini gönderdi. Çok mutlu oldum.
Sözü ilk yazıdaki son cümle ile bitirmek istiyorum.
Sözünü ettiğim heykel ve büstler umarım kırılıp tahrip edilmemişlerdir… Bir yerlere taşınmışlardır ve bulunurlar…