Belediye gecikmeden çözüm üretmeli

İzmir’in sanat yaşamında çok önemli iki eser inşaat aşamasında. Bunlardan ilki artık hemen herkesin iyi bildiği, Güzelyalı’da eski ESHOT araç deposunun bulunduğu alanda gün be gün yükselen Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi. Ahmet Piriştina’nın seçim bildirgesinde yer alıp da çeşitli nedenlerle gerçekleştirme şansı bulamadığı tek konu, bu merkezin yapımı olmuştur. Uzun ihale iptallerinden sonra temel atılma törenine saatler kala yaşamını yitirmesi bu merkez inşaatında kısa da olsa gecikmeye oldu.

Yeni bir sanat merkezi yaratmanın en güç ve sorunlu işi kaba inşaatı bitmiş yapının her anlamda donatılmasıdır. Oldukça titiz ve teknik bir çalışma isteyen bu aşama asla hata kabul etmez. Üstelik her malzemenin titizlikle seçilmesi gereklidir. Ülkemizde mevcut sayısız sanat / kültür merkezinin bu tür donanım serüvenlerini çok iyi bilen bir kişi olarak, umarım araya bazı “cin fikirli” satıcılar girmez ve belediye sanat kurumlarımızın son derece deneyimli teknik şeflerinin de düşüncelerine başvurarak, her konuda “doğru” araç gereci satın alır.

Ülkemizdeki birçok kültür merkezi, o belediyeyi bir şekilde etkileyip “Efendim bu gördüğünüz alet, inanılmaz bir teknoloji harikasıdır. Lazer efektleri şöyledir… böyledir…” diyerek sadece diskolarda kullanılabilecek donanımı belediyelere oldukça pahalı fiyatlarla satılmış olan işe yaramaz malzemeyle doludur. Bu kültür merkezlerine turneye gitmeden önce telefon edip, ilgilisinden bilgi aldığınızda “Aman efendim, elimizde en iyi malzemeler var. Hiçbir şey getirmenize gerek yok…” diye methiyeler yazarlar. Oraya gidip de sahnedeki donanımı görüp, “Bu malzeme ile burada bu oyunu asla oynayamayız. Bunlar adeta süs eşyası gibi…” diye düşüncenizi söylediğinizde yüzler asılır, dudaklar büzülür ve sonunda acı gerçeği kavrayan o yetkililer “Tüh… Dünyanın da parasını ödedik. Başkanımız bir duysa bizi oyar… Aman hiç olmazsa ona söylemeyin…” diye sızıldanıp dururlar. İzmir Büyükşehir Belediyesi, bu merkezin inşaatını şu ana kadar çok iyi götürdü. Dilerim 9 Eylül 2008 olarak belirlenen açılış tarihine eksiksiz ve sorunsuz varılarak ülkemize yakışır bir hizmet süreci başlar. Ancak burada Sayın Aziz Kocaoğlu’ya bir anımsatma yapmak istiyorum. Merkeze adı verilen üstadımız Saygun’un adı Ahmed Adnan Saygun‘dur. Sadece Adnan Saygun değildir. Ama görülmektedir ki belediye bütün duyurularda “Ahmed” ön adını kullanmamaktadır. Lütfen bu eksiği de tamamlayalım.

Bu arada çoğu İzmirlinin şu anda farkında olmadığı devasa bir sanat merkezi de Bornova’daki meşhur çukurda Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yapımına başlanan İzmir Kültür Merkezi’dir. Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nden çok daha büyük; sahne ve teknik bölümler olarak daha olanaklar sağlayan bu merkezin yapımı anlaşılıyor ki hükümetlerin kaynak ayırma sürecine bağlı olarak uzayabilecek. Umarım en geç 10 yıl içinde tamamlanır. Hele EXPO’yu İzmir alırsa, daha da önce biter… Bu ikinci merkezle ilgili görüşlerimi ilerideki yazılarıma bırakıyorum. Ancak bu çukurda dünya çapında bir kültür sarayı yapımını, konuyu hiç olmadık bir anda zamanın Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Atilla Koç’a anlatarak, tüm ön çalışmaların ardını takip eden ve sonuç alınmasını sağlayan kişi olmanın da gururunu yaşadığımı belirtmeliyim.

Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi tamamlanmasına tamamlanıyor ama hizmete girdiğinde sorun üstüne sorun çıkaracak çevresindeki düzenle ilgili herhangi bir önlem ya da hareket şu ana kadar gerçekleştirilmedi. Özellikle trafik konusu şu anda o bölgede sürdürülen metro çalışmasıyla da iyice sorunlu hale geldi.

Burada bu konuyu ve elbette sıkıntı yaşayan o bölge için çözüm önerisini de dile getirmek istiyorum.

Şöyle ki;

İnönü Caddesi’nin güney-batı bölümünde, Hıfzıssıhha kavşağı ile Üçkuyular Meydanı arasındaki bölümde (Poligon kavşağının da Metro çalışmaları nedeniyle karşılıklı geçişlere / dönüşlere kapanması sonucu) paralel iki ana arter olan Mithat Paşa Caddesi ile Mustafa Kemal Bulvarı’ndan gelen trafiğin Esentepe, Esendere, Mimkent vb. semtlere geçişini sağlayan tek kavşak Denizmen’dedir. Bu kavşak ve çevresinde aşağıda sıralanan nedenlerden dolayı sıkıntı yaşanmaktadır. Bu nedenle halen karşılıklı geçişe kapalı olan Gürsel Aksel Bulvarı’nın İnönü Caddesi geçişi ivedilikle ve yeniden kavşak olarak hizmet vermeye başlamalıdır.

Bunun gerekçeleri şöyledir:

1- İnönü Caddesi’nin yukarıda sözü edilen bölümü 1855 metre uzunluktadır. Bu kadar uzun bir mesafede Denizmen Kavşağı tek seçenek olarak sıkıntı yaşamaktadır. Metro çalışması nedeniyle Poligon kavşağı da kaldırılmıştır. Gürsel Aksel kavşağı önemli bir yükü alarak, 2 kilometreye yakın uzunluktaki bir çizgide sadece tek olan kavşağı rahatlatacaktır;

2- Mithat Paşa Caddesi ve Mustafa Kemal Bulvarı trafiği bu kavşağa 18 ve 18/1 sokaklar ile ulaşmaktadır. Bu sokaklar deyim tam yerindeyse “Mahalle arası” sokaklardır. Dar ve sürekli akışa uygun değillerdir. Oysa Gürsel Aksel Bulvarı, diğer iki cadde ile Mimkent ve Esentepe’yi geniş bir arter olarak birbirlerine bağlamaktadır;

3- Çok yakında tamamlanacak olan Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi zaten yükü kaldıramaz durumdaki Denizmen’in bu yükünü daha da arttıracaktır. Bu merkezin yaratacağı çekim alanı ve altındaki büyük otoparklar nedeniyle hemen yanında bulunan 18. Sokak, bu merkeze giriş / çıkışlar nedeniyle yeni sıkıntılar yaşayacak; önemli bir konser ya da vb. etkinlik sonrası otoparktan çıkış yapacak olan araçlar da zorunlu olarak bu sokağı kullanacak; 1100 kişilik salonun boşalmasıyla ortalama 250 – 300 araç bir anda her iki yöndeki caddeye ulaşmak için dar olan 18. ve 15. sokaklardaki trafiği bir anda ve mutlaka kilitleyecektir. Bu araçların büyük bölümü İnönü Caddesi trafiğine katılmak için çok uzun süreler beklemek zorunda kalacaktır. Benzer bir durum her gösteri sonrası Kültürpark’ta da yıllardır yaşanmaktadır. Bir gösteri sonrası kapılardan çıkış yapmak bazı günler 30 dakikayı bulmaktadır. Oysa Kültürpark araç hareketleri için geniş bir alana sahiptir. Ancak Sanat Merkezinin bulunduğu yapı adasının bir kenarı dere yatağıdır, çıkışa uygun sadece dar bir sokak vardır;

4- Gürsel Aksel Bulvarı Kavşağı yaklaşık 10 yıl önceye kadar karşılıklı geçişe kapanmıştır. Bunun nedeni o dönemde görev yapan bir yöneticinin o yıllarda hemen kavşak yanında olan ve İBB’ye ait bir apartmanda ikamet etmesidir. O dönemde kavşak fazla gürültülü diye kapatılmıştır. Günümüzde böyle bir ikamet sorunu kalmadığına göre kavşağın açılmasına da bu tür bir engel kalmamıştır;

5- Denizmen kavşağında mevcut ışıklamanın yetersiz olması nedeniyle, her iki yönden de kavşağa ulaşan araçlara, İnönü Caddesi üzerinde doğrudan sola dönüşler yasaktır. Öte yandan karşıya geçip U dönüşü yapıp İnönü Caddesi trafiğine çıkmak isteyen araçlar için de (özellikle kamyon vb.) bu dönüş olanaksızdır. Çünkü dönüş yapılacak genişlik yoktur. Bir sonraki sokaktan çıkış için tek yön olarak düzenlenmiş olan 287. Sokak ise bir TIR’ın geçişine asla olanak tanımamaktadır. Oysa Gürsel Aksel Bulvarı’nı kullanarak İnönü Caddesi’ne çıkmak isteyen bu tür büyük araçlar kavşaktan geçip sola dönerek, trafik akışına izin verecek genişlikte olan 46. Sokak’ı kullanarak, 45. Sokak’tan İnönü Caddesi’ne, Hatay yönünde dönüş yapabileceklerdir;

6- Öte yandan Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nin bulunduğu yapı adasını ve çevresini, hemen yanından geçen Poligon Deresi nedeniyle Güzelyalı sokaklarına bağlayan sadece 3 yaya köprüsü mevcut olup bu bölgede araç geçişini sağlayacak bir köprü bu güne kadar yapılmamıştır. 15/2. Sokak ağzında yapılacak çelik konstrüksiyon bir köprü ile hiç olmaza otomobil ve belirli yükseklikteki kamyonetlere geçiş sağlanması, Sanat Merkezi’nin yaratacağı yükü de dere üzerinden geçiş sağlayarak hafifletebilecek; bu köprüyü kullanacak araçlar tek yön olan 34. sokağı kullanarak Poligon Kavşağı üzerinden İnönü Caddesi’ne çıkış yapabileceklerdir.

Bu ve burada saymaya gerek görmediğim benzer birçok nedenle;

a) İnönü Caddesi güneyindeki semtlere gidecek araçlar için eskiden olduğu gibi Hava Hastanesi karşısından Gürsel Aksel Bulvarı’na oradan da yeniden açılacak kavşak ile İnönü Caddesi’nden karşıya geçişi sağlayacak düzenlemelerin yapılması;

b) Poligon Deresi üzerinde hiç olmazsa belli büyüklükte araçların geçişini sağlayacak bir portatif köprünün inşa edilmesi
mutlaka gereklidir.

Bu yöndeki bilgilerimi ve önerilerimi önce İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bir genel sekreter yardımcısına ulaştırdım. “Benim ilgi alanıma girmiyor” diye cevap aldım, ardından iki ay kadar önce İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na bir mektup / dilekçe ile başvurdum. Bu yazıyı yazdığım ana kadar o mektuba da herhangi bir yanıt gelmedi.

Umarım belediyedeki yetkililer bu yazıyı görür ve zaman yitirmeden bu konuda da önlemler alınır.

Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nin özellikle İzmir Devlet Senfoni Orkestrası’nın büyük atılımlar yapmasına olanak sağlayacağını ümit ediyorum ve diliyorum.

İzmir’e iyi olan ne yapsak yakışır.

Sevgiyle kalın…