Logo ve sloganlar açıklandıktan sonra tartışma özellikle iki konuda yoğunlaştı. Bunlardan ilki “İzmir’e slogan ya da logo seçimi konusunda Ticaret Odası’nın ne kadar yetkili olup olmadığı” hakkındayken, diğeri de “Hazırlatılan logoların estetik açıdan yetersizliği” idi.
İlk konuda eleştiri getirenler;
“İzmir şehri için logo ya da slogan seçimi gibi önemli bir çalışma gerekiyor ise bunu şehrin sahibi konumundaki Büyükşehir Belediyesi yapmalı. Ticaret Odası’na da ne oluyor?”
“Logolardaki renk skalasında baskın renkler İzair Havayolu’nun logosundakilerle aynı, bu nasıl rastlantı?”
“Şimdi başka odalar ve kuruluşlar da logo yapmaya kalkarsa ne olacak? Ayrıca İzmir’in bir logosu var. Bu logonun suyu mu çıktı?” sözleriyle düşüncelerini savunurken;
İkinci konudaki görüşler de;
“Bu kadar yetersiz ve anlatım olarak kalitesiz çizim mi olur? Hadi, oldu bir kere, yarışma açıldı ama hiç olmazsa İzmir’e yakışır logolar olsaydı” düşüncesinde birleşti.
Konuyla ilgili tartışma İzmir Ticaret Odası’nın meclis toplantısına da yansıdı ve gerginlik yaşandı. Öte yandan İzmir’deki reklamcılık – tanıtım şirketleri de tartışmaya “Logo tasarım işinin neden İzmir’de bir şirkete verilmediği?” eleştirisi ile katıldılar.
Şehrin yönetimindeki iki erk, İzmir Valiliği ile İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı konuyu çok tartışmadılar ve özetle “Gündemlerinde logo konusunun olmadığını” kısaca vurgulayarak, İzmir Ticaret Odası’nın çalışmasıyla hiç ilgilenmediklerini vurguladılar.

Geçtiğimiz günlerde de; İzmir Ticaret Odası, o güne kadar “Ondört bin kişinin logolar için oy kullandığını” belirtti.
Kişisel görüşüme gelince; şehrin logosunun yapım işinin İzmir Ticaret Odası’nın yetkisinde olup olmadığı kısmı beni çok ilgilendirmiyor. Başka odalar ya da kurumlar da benzer çalışmalar, hatta bir başka İzmir logosu çalışması yaparlar mı? Yapabilirler… O da çok önemli değil.
Ayrıca, kişisel görüşüme göre de İzmir’in logo sorunu yoktur. Bu şehrin logosu zaten vardır. İzmir Saat Kulesi de şehrin en çok bilinen markasıdır.
İzmir Ticaret Odası yetkililerine şunu öneririm; bir günün öğleden sonrasını, akşam karanlığına kadar Konak Meydanı’nda geçirsinler ve gün boyunca kaç kişinin, Saat Kulesi’nin önünde hatıra fotoğrafı çektirdiğine ya da doğrudan Saat Kulesi’nin fotoğrafını çektiğine bir baksınlar. Sanırım sadece bir haftada tutacakları çetelede, Saat Kulesi’nin fotoğrafını çekenlerin sayısı, logolara oy verenlerin sayısını kat be kat geçecektir.
İsterse yüzlerce kez yarışma düzenlesinler İzmir’de hiçbir obje önümüzdeki yıllarda da Saat Kulesi’nin bu tartışılamaz popülerliğindeki liderliği asla geçemeyecektir. Daha da ileride yepyeni bir yapı ya da bir figür bu popülerlikte başa baş gelse bile şehrin şu günkü konumunda Saat Kulesi yaratılabilecek her yeni alandan daha “prima” bir noktada durmaktadır.
Öte yandan Saat Kulesi, İzmir’in logosu olmamalıysa, neden hazırlattıkları logolar arasında “deforme edilmiş Saat Kulesi çizimi de vardır?
Benim için önemli noktalardan biri de yapılan oylamada İzmir Ticaret Odası’nın çok da objektif davranmaması idi. Oylamaya davet edilenler, hazırlanan on logo ya da slogandan birini seçime zorlanmaktadır.
Oysa o seçenekler arasında “Hiçbirisini beğenmedim” seçeneği de olmalıydı. İnanıyorum ki o seçenek, oda yetkililerini ciddi ciddi düşündürtecek kadar oranda oy alırdı. Buna katılmayanlara da; net dünyamızda hayli etkili bir site olan http://www.wowturkey.com ‘da ilgili sayfaya ve orada yazılan görüşlere bakmalarını öneririm.
Özetle söyleyecek olursak; bu logo çalışması belki İzmir Ticaret Odası’nın evraklarının başlıklarında kullanılacaktır. Ama bir zaman sonra da yerine oturmamış birçok benzer çaba gibi kaybolup gidecektir.
Aslında bu tartışmada önemli olan “İzmir’e yeni bir logo gerekip gerekmediği” ya da “Logoların ne kadar başarılı olduğu olmadığı” olmamalıydı.
Bence önemli olan bizzat odanın en yetkili ağzında ifade edilen “İzmir’in Dünya Şehirler Ligi’ne çıkması…” sözüydü. Keşke öyle olsa ama İzmir son yıllarda her alanda yaşadığı kayıplarla nereye çıkıyordu ki? İzmir bırakın evrensel çizgiye çıkmayı, yerel olmada bile hayli tartışılır bir noktadadır. Kültür-Sanat’ta, eğitimde, ekonomide, ticarette ve daha birçok alanda bırakın evrensel olmayı, ulusal sıralamada bile vasatın altında değerlere düşen İzmir, ne yazık ki bir yerlere filan çıkmıyor. Keşke çıksa da iş logoya kalsa.
Beyler; İzmir’de çözüm bekleyen başka sorunlar varken, logo sorunu olmayan bir şehirde yurt dışına logo çalışması yaptıracak kadar paranız var ise, bu paranın bir kısmını da şehrimize bir tiyatro sarayı, bir opera binası kazandırmaya harcayın.
Biraz katkıda bulunun da Bornova’da temeli atılan ve tamamlandığında ülkenin en büyüğü olacak olan İzmir Sanat Merkezi bitirilsin.
Emin olun sanat yuvaları çoğaldığında ticaretinizin kazancı da artacaktır. Çünkü o yapılar bu güne kadar kazandırılmamış itibarı bu şehre kazandıracak ve salon olmadığı için asla getirmeyi başaramadığınız dünya çapında nice değer, İzmir’e seve seve gelecektir.
Böyle bir ivmenin de logoyla yakalanması olası değildir.