Yazık oldu meydanlara…

Geçen yazılarda da kısaca söz etmiştim. Yapılan düzenlemelerle Lozan ve Montrö meydanları meydanlıktan çıkmış, sıradan kavşaklara dönmüştü…

Kültürpark ve İzmir Enternasyonal Fuarı çocukluk günlerimizin sevdalandığımız İzmir’inde düşlerimizi süsleyen güzellikler taşırdı. Her yıl şaşmaz bir takvimle 20 Ağustos’ta kapılarını açan Fuar ile birlikte uzun ve sıcak yaz günleri yerini serin akşamlara bırakmaya başlar ve ışıl ışıl Fuar ile birlikte İzmir şehri bambaşka bir dünya yaşardı.

Fuar dönemi sona yaklaştığında İzmirli çocukları okullarının açılması heyecanı sarardı ve de o son günlerde mutlaka en az bir akşam da yağmur yağardı.

Çocukluğumda her Fuar gidişinde mutlaka Lozan ya da Montrö meydanlarına açılan kapılardan giriş yapardık. Mithatpaşa Caddesi üzerinden gelen troleybüsler Lozan, İnönü Caddesi’nden gelenler Montrö meydanlarından dönüş yapardı. Karşıyaka yönünden gelenlerin son durağı ise 26 Ağustos Kapısı idi.

Lozan Meydanı, Kültürpark’ın girişindeki görkemli ve ışıklı iki sütunu ilen adeta bir simge idi. Bizim şehrimizin ya da kısaca “Bizim” meydanımızdı. Bizdendi.

Hele, Sarı Kışla yıkıldıktan sonra yarım yüzyıldan fazla bir zamandır meydan yapılması becerilememiş Konak Meydanı ile kıyaslandığında son derece modern görünümlü bir meydandı Lozan…

Ama şimdi…

Artık ne yazık ki öyle değil… Geçen yıllar içinde teknoloji ve üretim nüfusa paralel geliştikçe İzmir’de taşıt sayısı da doğal olarak arttı. Ama İzmir’imizi yönetenler ise bu gelişmeyi hep seyretti. Almaya çalıştıkları önlemler ise kaş yapayım derken göz çıkarmaya benziyordu.

İzmir’in zaten dar olan caddelerine geniş bulvarlar eklemek yerine var olanları daralttılar. Körfezde mevcut yedi iskeleye yenilerini ekleyip ve bunların sayısını 20’nin üzerine çıkarıp sorunsuz ve çabuk deniz ulaşımını geliştirmeye çalışacaklarına otobüs ile ulaşıma yüklendikçe yüklendiler. Gece saatlerinde var olan seferleri de kaldırdılar.

Her semte çağdaş bir semt otoparkı yapmak yerine caddelerde buldukları her boşluğu otopark sayıp bilet kesmeye başladılar. Caddeler de daraldı. Özellikle Lozan Meydanı’na açılan güzelim Vasıf Çınar Bulvarı bulvarlıktan çıktı ara sokağa döndü.

Şimdi de sıra trafik akışı ile baş edemedikleri Lozan ve Montrö meydanlarına geldi. Yollar daraldı, yaratılan refüj ve minik dönüş adacıkları ile meydanlar meydanlıktan çıktı kavşak oldu. İzmir zaten meydansız bir şehirdi, iki güzelim meydanı daha gitti. Üstelik trafik iyice sıkıştı.

Geçenlerde yetkili kişi bir TV programında bu yapımları savunurken “Trafik kazalarını da önlemek için yaptık” gibi bir gerekçe öne sürünce kulaklarıma inanamadım. Trafik kazaları önlemek için yol mu daraltılır?

Kısacası meydanlar meydana benzemez hale geldi…

Yazık… Çok yazık…