Basmane Günlerini çok önemsiyorum. Şehrimize yeni bir soluk getireceğine eminim. Bu etkinliklerin kazandırdıklarıyla yıllardır ağır bir ihmalin unutturmaya çalıştığı Basmane gündemdeki yerini mutlaka alacaktır.
Konak Belediye Başkanı ve sevgili kardeşim Hakan Tartanın gerekli ilgiyi göstermesiyle bir anda ivme kazanan Altınpark kazıları, Akın Ersoy hocanın özenli çalışması ile İzmir tarihinde çok önemli bir sayfa açacaktır. Tıpkı uzun yıllar mezarlık olarak bildiğimiz alanda dünyanın en büyük Agorasının ortaya çıkarılması gibi yine bir rastlantı sonucu kazılmaya başlanan bu alan için Konak Belediyesinin başarılı Arge Müdürü sevgili Mihriban Yanık çok estetik ve işlevli bir çevre düzeni planı yaptı. Kazıların büyük bölümü tamamlanır tamamlanmaz da mobil çatı örtüsü ve platformu, yürüme yolları ve amfisiyle bu planın gerçeğe döneceğini ümit ediyorum.

Birçok yerde yinelediğim gibi yıllardır kendisine yapılan hiçbir ricayı kırmadan Basmane ve çevresini sayısız grup ve kişilere gönüllü gezdiren Orhan Beşikçinin bu emeğine karşılık aynı kişi ve kurumlar şimdi bu etkinliğin yanında olmalıdırlar. Paneller, söyleşiler, sergiler, satış alanları, geziler, yarışmalar ve dinletilerle yoğun Basmane Günlerini izleyin ve çevrenize de bu bilgiyi aktarın. Basmane semti ve çevresi hemen hepimizin Ne kadar çok sevdiğimizi söylediğimiz İzmirin asla vaz geçilemeyecek önemde bir parçasıdır.
***
Bu arada yeri gelmişken yazmak istedim. Bundan üç – dört yıl önce İstanbullu yatırımcılar Basmanede yoğun biçimde emlak alımına başlamışlar ve hatta ne düşündülerse Basmane Kültürel Mirası Koruma Derneği adında bir de dernek kurduklarını açıklamışlardı. Aldığımız duyumlar içinde İstanbuldaki Cezayir ya da Fransız sokağı benzeri bir oluşumu Basmanede de gerçekleştirmeyi düşündükleri bilgisi de vardı. Aralarında İzmirden de bazı mimarların bulunduğu bu hareket EXPOnun kaybedilmesiyle bir anda hız yitirdiyse de son dönemlerde benzer bir çalışmanın yeniden başlatıldığını duyuyoruz. Hatta yine bazı mimar dostlar katıldıkları resmi toplantılarda yaptıkları sunumlarda İstanbulluların da çevrede yapı satın almalarının adeta iyi bir şey olduğu düşüncesini vurgular tarzındaki söylemlerin de hafif bir tedirginlik yarattığını itiraf edebilirim. Bu eşsiz yöredeki güzelim konaklar, tarihi konutlar İstanbulluların sermayeleri ile amacından uzak Fransız sokaklarına mı dönüşecek?
Sahi, sözünü ettiğim o dernek ne oldu? Hiçbir çalışması yok mu? Genel kurul bile mi yapmıyorlar? Yoksa sözde de kaldı da hiç mi kurulmadı?
Öte yandan birçok işbilir kişi uzun zamandır yörede Eski el sanatlarımızın ustalarının yönetimindeki atölyeler yaratılmasını savunuyorlar. Bu kesinlikle uzak durulması gereken bir uygulamadır. O yapılar zaten sahiplerinin sorumsuzca terk edişleri sonucu imalathane/atölye bozması ucubelere dönmüş ve adeta yaşam solukları sönmüştü.
Rumların sevdiğim bir deyişleri vardır, Bir evi içindeki soluk yaşatır diye. O yapıların da yeniden Yaşanır hale getirilmesi ve bunun planlamasının yapılması tek doğru amaç olmalıdır.
Basmane Günlerine emek veren herkesi bir kez daha selamlıyor ve başarılar diliyorum.