Öncelikle Basmane Günlerinden söz ederek başlamak istiyorum. Kent Gözlemcileri dostlarım Orhan Beşikçi ve Kemal Ustaoğlunun uzun soluklu çabalarıyla gerçekleşen etkinlik 13 Mayıs günü Anafartalar Caddesinin Mezarlıkbaşı girişinde başladı.



Yürüyüş Dönertaş ve Altınparktaki iki uzun soluklanmadan sonra Garda sonlandırıldı. Açılış töreni burada gerçekleşti. Törenin sürprizi ise bir inceleme gezisi için Atinada bulunan Başkan Hakan Tartanın bu açılış için ekipten önce dönmüş olmasıydı.


Semt Evi sözünü ettiğim sergilerin yanı sıra tiyatro oyununun ikinci ayağına da mekan oldu. Oyunu Başkan Tartan da sonuna kadar ilgiyle izledi. Etkinliğin omurgasını dört ayrı gün düzenlenen dört panel oluşturdu. İzmir dışından ustaların da katıldığı panellere ilgi, neredeyse hiç duyuru yapılmamasına karşın fena sayılmazdı.


Şenlikte en çok yadırgadığımız şey hemen her sergi ya da benzeri etkinlikte gördüğümüz Kültür Danışmanını hiç görmememiz oldu. Acaba İzmirde Basmane diye bir semtin var olduğunu bilmiyor mu? diye de düşündük. İşin garibi farklı farklı etkinlikler için de basında hiç de farklı haberler çıkmadı. Basın bürosu tarafından dağıtılan aynı haber yayımlandı. O haberde de ne sanatçıların adları vardı, ne de nasıl bir etkinlikle katıldıkları. Kısacası Ucuz etin yahnisi kıvamında tutulmaya çalışılan etkinlik, Başkan Tartanın, personelinin ağırkanlılığına karşın daha yoğun olarak gördüğümüz ilgisi ve Kent Gözlemcilerinin olağanüstü çabalarıyla sona erdi. Darısı, yeni bir etkinliğe. Ama bu kez dersler alınarak ve gerekiyorsa yol arkadaşları değiştirilerek…
Bu arada Basmane otellerinin de son dönemlerde kaliteyi daha fazla arar olduklarını görüyoruz. Ya ciddi onarımlar ve düzenlemeler yapılıyor ya da pırıl pırıl, tertemiz butik oteller yaratılıyor. Görüştüğümüz birkaç otel işletmecisi Son bir yıldır yüzde 80 dolulukla çalıştıklarını söyledi. Çok mutlu olduk. Bu iki yıldızlı oteller hem ucuz, hem temiz oluşlarının yanı sıra çevrenin renkliliği ile de büyük ilgi görüyor.
Bu arada yaz mevsimine girdik giriyoruz derken şehrin pisliği ve kirliliği bir kez daha söz etmemize neden oluyor. İnönü Caddesi kapandı kapanacak… Trafik akış planına bir göz attım, hiç de akılcı çözümler yok. Özellikle Hıfzıssıhhadan Yarma önüne kadar bir Güzelyalı-Poligon geçişi var ki, yoğun günlerde oradan trafiğin nasıl çalışacağını hayal bile edemedim. Bunun gibi Hakimevleri geçişi de yine yoğun saatlerde inanılmaz sıkıntılara neden olacak. Yaz sonu, Ramazan Bayramının ardından okulların açılmasıyla birlikte çok sancılı ulaşım serüvenleri yaşayacağımız günlere hazırlanın. Bu arada bu istasyon işleri de bahane edilerek sokakların pisliğine bahaneler yaratılacak. Üstelik doğal gaz tesisatı döşenmesinin ayrıca yarattığı kirlilik de cabası. Kazdıkları yolların zemini de bozuluyor. Sıkıştırma işlemi yapılmadan kapatılan kanallarda kısa zaman sonra çökme oluyor. Tüm sokaklar da toz toprak içinde. Kanallar kapatılıyor ama sokakta kalan toz toprak her yere dağılıyor.

Son söz de gene motorsikletler üzerine. Tekrar ediyorum. İki motorsiklet birden kullanıyorum. Gece, gündüz; hafta içi, hafta sonu; ana cadde ya da ara sokak hiç fark etmiyor. Daha hiçbir trafik polisi çevirip de sürücü belgesi ya da ruhsat sormadı. Diğer motorsikletlere de sorduklarını neredeyse hiç görmedim. Geçen akşam fotoğraf çekmek için Mustafa Kemal Bulvarının Göztepe durağı bölümüne gittim. Yol ile deniz arasındaki yaya bölgesinden ancak bisikletlere geçiş izni var. Tüm girişlerinde Motorsiklet Giremez yazılı bu şeritte, orada bulunduğum iki saat içinde tam yirmi altı motorsiklet geçti. Çoğu balık avlama malzemeli kişilerin kullandığı bu şeritte daha yakın tarihlerde motorsiklet çarpması ile yaşamını yitiren bile olmuştu. Pizzacı ve benzeri işlerde kullanılan motorsikletlerin tamamına yakını düşmekten ya da çarpmaktan kırık, dökük, ezik büzük durumda. Farları yanmıyor ya da eksozları çatlak. Bu araçlar kesinlikle muayeneden geçemez. Bu nedenle vizeleri de geçmiş durumda. Üstelik kullanan gencecik insanların da büyük çoğunlukla sürücü belgeleri yok. Aklınıza esen her yerde; yaya yolu, kaldırım, merdiven, yeşil alan, yaya geçidi, ters yön ve saire motorsikleti çekinmeden kullanıyor ve yol vermezseniz de efeleniyorlar. Bunlara bir de Karayolları Trafik Kanununun ilgili maddesindeki İçten patlar motorlu… tanımı sayesinde Sürücü Belgesi Gerekmez diye satılan elektrikli bisikletler eklendi. Onlar bal gibi elektrikli motorsiklet. Bisiklet filan değil. Çünkü gerçek elektrikli bisikletler, tıpkı bisiklete benziyor. Bunların motor sesi de çıkmadığı için nereden geldiklerini de anlamıyorsunuz. Ban göre bunlar için de bir düzenleme getirilmesi, getirilemiyor ise trafik polislerinin ana caddede gördüğü her bisiklet sürücüsünden Bisiklet Sürücü Belgesi sorması gerekir.
Güzel bir yaz, sorunsuz bir İzmir dileği ile…