Onlar ümidin düşmanıdır sevgilim
Akarsuyun
Meyve çağında ağacın
Serpilen, gelişen hayatın düşmanı
Çünkü ölüm vurdu damgasını alınlarına
-çürüyen diş, dökülen et-
bir daha dönmemek üzere yıkılıp gidecekler…
Onlar…
Her yerdeler…
Karar noktalarındadırlar… Ama aldıkları hiç bir kararda hayır yoktur… Boş gezenin boş kalfası misali savrulup dururlar kararlarıyla birlikte…
Toplumcu görünürler… Ne toplumun ne de bireyin toplum içindeki mutlulukları umurlarında değildir… Çünkü bunun farkında bile değildirler…
Çağdaştırlar… Evet, bu çağda yaşamaktadırlar… Ama geçmişin tüm bağnaz bakışlarını gözlüklerinin ardına saklarlar…
Çok bilmişlerdir… Bu nedenle danışmanlık bile yapabilirler… Ama onları oralara getirenler bile ne bir şey danışırlar… Ne de danıştıkları şeyden hayır gelir…
İleri görüşlüdürler… Özellikle kendi alanlarında yükselenleri ve yükselecekleri iyi sezerler… Sezilenler ise ileriye gidemez…
Çocuk ruhludur… Nice oyunlar bilirler… Her türlü ayak oyunları, hatta belden aşağı dalmalar…
Aydındırlar… Okur yazarlıkla, kitap dünyasıyla çok ilgilidirler… Hainliklerinin getirdiği hırsı kitapların basılmaması için enerji olarak kullanırlar…
Değerlidirler… Örgütsel itiklemelerle kapış kapış kapışılırlar… Pillerinin tükendiği yönetimlerden saha dışına şutlanma noktalarında yuvalanacak kapı bulurlar…
Plancıdırlar… Toplumsal, çevresel, kentsel planlar yapamazlar… Tüm plan becerileri plansızlık üzerinedir…
Kültürlüdürler… O denli birikimleri vardır ki, yönetemeyecekleri halde birimlerin başına geçmek cüretini kültürleri algılayamaz…
Onlar ümidin düşmanıdır…
Her yerde olabilirler…
Ne dersiniz? Tanıdık birileri mi canlandı gözünüzde?
Kim bilir? Belki de…
ve hatta mutlaka!
Çünkü, ümit varsa onlar da vardır…